GÖLDALI KÖYÜ WEB SİTESİ
  KARS BASINI
 

 


 

 SARIKAMIŞ ŞEHİTLERİNİN KARDAN HEYKELLERİ YAPILDI

Kardan heykellerin açılışını İşçileri Bakanı İdris Naim Şahin yaptı.

Tacettin DURUMUŞ / ÖLÇEK

Sarıkamış Harekatı’nın 97’nci yıldönümü törenleri nedeniyle düzenlenen anma etkinlikleri kapsamında, Sarıkamış’ta İsmail Aytemiz Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (SABESYO) bahçesinde yapmış oldukları şehitleri temsil eden kardan heykeller yaptılar.

Kardan heykellerin açılışını ise anma etkinliklerine katılmak için Kars’a gelen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin yaptı. Bakan Şahin, Vali Ahmet Kara ve katılımcılar heykellerin üzerlerine örtülen Tük bayraklarını açtıktan sonra kırmızı be beyaz karanfiller bırakarak Fatiha okudular. Daha sonra da Bakan Şahin, SABESYO salonunda yapılan anma törenine katıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı törende konuşan İçişleri Bakanı Şahin, dedesinin Sarıkamış harekatı sırasında gazi olduğunu belirtti. Gaziantep, Urfa, Mardin Türkiye’nin dört bir yanından gelen askerlerin Allah-u Ekber Dağlarında şehit düştüğünü söyleyen Şahin, 97 yıl önceki ruhun bugün de yaşandığını bildirdi. Şahin, “Bu vatan hepimizin iştirak halinde ortak mülkiyetidir. Bu vatanın tapusu hepimizin hisseli tapusudur. 74 milyonun paydası, payı olan bir vatandır. Bir bölü 74 milyon yazan tapusu vardır bu vatanın. O inançla cephelere gidilmiştir. O inançla 90 bin insan burada dik durmuştur, eğilmemiştir. Boynu eğik esir yaşamaktansa, dik durmayı dik ölmeyi, soğuktan da olsa ölmeyi, yeğlerim demiştir. Sözde değil, özde yapmıştır bunu. Yaşayarak yapmıştır. Biraz önce bahsettiğim bir bölü 74 milyonluk ortak tapu var ya, bir de bizim münferit tapuları vardır. Arsa tapusu, tarla tapusu, daire tapusu gibi. Eğer birinci tapu ortak tapu bir sıkıntıya girerse ikinci tapular o münferit sahibi olduğumuz tapuların hiçbir kıymeti olmaz. Bu vatan varsa mürferit mülkiyetlerimizin bir değeri vardır her sahibi olduğumuzu varlığın altında bir başka tapu vardır. İşte o tapuyu biza kazandıran binler, onbinler bunu kanla yazmışlardır, ev bize emanet etmişlerdir” diye konuştu.

DEDELERİNİN HATIRALARINA İHANET EDİYORLAR
Günümüzde vatan topraklarını kanlarıyla koruyan dedelerin hatırasına ihanet edenlerin bulunduğuna dikkat çeken Bakan Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugünlerde bu yıllarda birileri dedelerinin hatıralarına ihanet ederek, bugünün gerçeğine bu Türkiye’ye bu millete bu vatana kastederek bu birlikteliğin bu beraberliğin, bu ortak savaşın binlerce yıllık ortak hatıranın, ortak kültürün inkarına saparak birileri adına ne akıl, ne bilim, ne ahlak, ne inanç içermeyen bir tutum ve davranışla güya sözüm ona bu vatanın birliğini, bu vatanın bölünmezliğini sıkıntıya düşürmek için bu milletin beraberliğini bozmaya yeltenmek durumunda kalıyorlar, kalabiliyorlar. Kendilerine tabi öncelikle acıyoruz. Bu talihsizlikleri için ama acımakla değil, bu yanlış yollarında yol alamayacaklarını da kendilerine milletçe devletçe her zaman bildirmek durumundayız ve bildiriyoruz da. Diyoruz ki hep dedik ve diyeceğiz ki; ecdadın kanı pahasına canı pahasına gözünü kırpmadan şahadet şerbetini içtiği bu vatanın birliğini bütünlüğünü hiçbir güç bozamaz, bölemez böldürmeyiz, böldürtmeyiz. Bu topraklar, bu milletin her ferdiyle yaşadığı bütünleştiği topraklar olmuştur. Şehit kanlarıyla sulandığı gibi gazilerimizin yaralarıyla da, yara sızılarıyla da doymuştur. Sadece şehit kanlarına alışkın değil, gazilerimizin yara sızılarına da alışıktır. Hatıralarınıza saygılıyız, hürmetliyiz. Ve sizin inancınız, sizin isteğiniz, sizin iradeniz, aynen bizde de var. Üzülmeyin, üzülmeyelim, üzülmüyoruz. Biliyoruz ki, bizden sonraki nesillerde de bu hep olacak. Bunun aksini düşünmek mümkün değil. Gök kubbe durdukça, yer küre var oldukça, bu duygu, bu inanç, bu irade, hep olacak. Bu topraklar ilelebet bu milletin vatanı olarak devam edecek. Hiç bir güç, hiç bir örgüt, hiç bir haine bu topraklarda operasyon yaptırmayacağız.”

 

 

 

 


 11 Ocak 2012 Çarşamba

 

“Baba Beni Kars’a Gönderme!”

 

Kars’ta günlük yayınlanan Objektif Haber Gazetesi’nin bugünkü sayısında, Çetin Keleş imzalı yayınlanan “Baba Beni Kars’a Gönderme!” manşet haberi bir hayli dikkat çekti.

Öbjektif Gazetesi’nde yayınlanan haber şöyle:
“Okurlarımızın hatırlayacağı üzere yeni öğretim yılının hemen başlarında Kafkas Üniversitesi öğrencilerinden Mükerrem Şimşek imzası ile “Kars’ta Öğrenci Olmak” başlığı altında yayınlanan bir makalede ilimize gelen öğrencilerin yaşadığı zorluk ve sıkıntıları sütunlarımıza taşımış, ilgililerin dikkatini bu noktaya çekmeye çalışmıştık.

Biz öğrenci kalem ve imzası ile birinci elden sıkıntıyı duyurma yolu ile ilgililerin sorunlara eğileceğini düşünmüş olsak bile şehrimizde maalesef değişen hiçbir şey olmamakla birlikte öğrenciler kaderlerine terkedilmiş durumdalar.

Söz konusu makalede henüz daha devam eden sorunlar ana başlıklarla şu şekilde sıralanmıştı; “ 1-Ev bulmak sıkıntılı bulanlar ise 450-550 TL ev kirasıyla karşılaşıyorlar. Öğrenci bunlar bundan dolayı da şikayet ediyorlar.

2-Esnaf, öğrencinin kıymetini bilmez, velinimet olduğunu anlamaz, normal fiyatının üstünde bir fiyat söyler.

3- Kışın dumandan ve isten önünüzü bile zor görürler. Yazında toz yüzünden aynı şey geçerlidir. Hatta belediye seçimlerinde Kars için şu slogan kullanılmıştır: “kışın karı boranı; yazın tozu dumanı..Öğrencilerin en çok şikayet ettiği konularında başında gelir.

4-Üniversite kampüsü içinde güvenlikleri sıfırdır. Kampüse giren çıkan belli değildir. Bundan dolayı da Üniversite yönetimini sorumlu tutarlar.

5-Üniversite kampüsü kafeteryalarında öğrenci hariç herkese rastlayabilirsiniz, genellikle Karslı gençler buraları kahvehane gibi kullanır.

6-Okuldaki memurlar ve diğer çalışanlar öğrenciye pek sıcak değillerdir. Bir öğrenci belgesi istersiniz adamın anasına sövmüşünüz gibi suratınıza bakar. Onlara göre hayat yatmaktan ibarettir.

7-Fen-Edebiyat binası içlerinde en güzel olan yerdir. Eğitim Fakültesi veya Sağlık Yüksekokulunun liseden farkı yoktur.

8-Kars tutucu bir yer değil ve terör vb. olaylara rastlanmaz bu da öğrenciler için artı bir yarar.

9-Öğrencilerin şikayet ettiği diğer konu ise dolmuş ücretleri ve belediye. Belediyenin öğrenci için şu ana kadar yaptığı yatırımı yok ve bu durumdan doğan sonuçları şöyle belirtmişti: Öğrencilerin çoğu bir an bu okulu bitirip veya dikey geçişle Kars’tan gitmek isterler bunların altında yatan durumların ise yukarıda bahsettiklerimde saklıdır.”

Mevsim şartlarının ağır yaşandığı bölge olarak bilinen Kars’ta kışın, en sert yüzünü gösterdiği bu dönemde bazı öğrencilerin evlerinden sırf öğrenci olduklarının anlaşıldığı için çıkartılmaları olayın vahim yönünü bir kez daha gözler önüne serdi. Şöyle ki; İlimizde kiralık ev bulmak için öğrenciler, öğrencilere ev verilmediğinden kendilerini yeni atanmış ya da tayin edilmiş memurlar olarak tanıtarak bu sorunun üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Farklı siyasi oluşumlara bile “abiler, ablalar “ diye ifade edilen, evlerin dahi olduğu bilinen ilimizde bu türden oluşumlara kiralanan evlerin amaçları sadece okumak olan öğrencilere neden verilmediği çelişkisi bir tarafta dursun; öğrencilerin alternatif olarak gördükleri öğrenci yurtlarının bazılarında da durumlar içler acısı. Ev bulamama çaresizliğinden yurtlara yerleşen öğrenciler de burada umdukları kaliteyi bulamadıkları zaman çıkmak istemeleri durumunda, kayıt yaptıkları zaman verdikleri senetlerden dolayı bu kalitesiz yerlerde kalmaya zorlandıklarını, daha önce de sütunlara taşınmış ve gerçekliği ne yazık ki ispatlanmış haberlerden hatırlayacaksınız.

Öğrenciler konu ile ilgili serzenişlerini şöyle dile getirdiler: “Öncelikle yetkili ve ilgililer ünlü sanatçıları değil bizim sorunlarımızı dinlemeye gelmelidirler. Kars’ta olma sebebimiz okumaktan başka bir gaye değildir ancak Kars’ta bu çok mümkün gözükmüyor. İle geldiğimiz gün kayıt için tahsis edilmiş ve geçici olan servislerden ibaret olan destekler ne yazık ki öğretim süresi içerisinde başka konularda kendini göstermiyor ve zaten yabancısı olduğumuz ilde kaderimizle baş başa bırakılıyoruz. Malum sebeplerden kaba kuvvette, çeşitli sebeplerle sosyal hizmetlerde, çok az öğrenciyi istihdam edebilen ve yerleşmek için torpil bulmak zorunda bırakılan kredi yurtlar kurumu kontenjanına yetişemeyen çok sayıda arkadaşımızın konaklama sorununa çözüm arama dayanışması vs konularda resmi hiçbir kanattan yardım göremiyor ve dediğimiz gibi bu ilde adeta sahipsiz bırakılıyoruz. Bizlere ev vermeyen, yalnız oluşumuzu kendi beraberlikleri ve hemşerilik zihniyeti ile ezmeye çalışan ve dahi bize evini kiralamayan kişiler yada onların yakınlarının acaba başka illerde okuyan hiç mi çocukları yok? Ve başka illerde okuyan çocuklarına onların bize davrandığı gibi davranışlarda bulunulmasında nasıl bir tutum içerisinde olurlardı? Türkiye’nin dilinde neredeyse pelesenk olmuş “öğrenciler geleceğimizdir” sözü kulağımızda çınlarken bizim son kullanma tarihimiz mi geçmiş sorusu geliyor aklımıza. Eğitime verdiğimiz destek kampanyalara attığımız 5 TL’lik mesajın önüne geçmeli artık”

Öğrencilerin barınmadan sınırlı olmayan sorunlarını birilerinin dikkatlerini çekene kadar haber dayanışması içerisinde olduğumuz yerel ve ulusal medya organları ile de paylaşarak daha sonraki nüshalarımızda da sıklıkla yer vermeye devam edeceğiz.”
 Tacettin DURMUŞ / ÖLÇEK


 11 Ocak 2012 Çarşamba

“TÜRKİYE'NİN TEK TAR USTASI”

 

Dünya’da ve Türkiye'de Tar'ı Yapan, Çalan ve Söyleyen Tek Kişi Olan Salih Şahin Tar Yapımını Gençlere Öğretiyor...

Kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında bulunan 'tar' yapımını gelecek nesillere aktarmak için BM, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNESCO'nun desteği ile Kars'ta tar ve saz yapımı ile icra kursu açılarak bu mesleğin yok olmasının önüne geçildi.

Babası Şahin Kara Şahin'den tar ve aşık sazı yapımını öğrenen Salih Şahin, Kars ve çevresinin önemli bir müzik aleti olan ve kaybolmaya yüz tutan tarın yapımını ve kültürün yeni nesillere aktarılmasını sağlıyor. Açılan tar icra ve imalat kursunda bu mesleği gençlere öğreten Salih Şahin, aynı zamanda dünyada ve Türkiye'de tarı yapan, çalan ve söyleyen tek kişi olma unvanını da elinde bulunduruyor.

BABA MESLEĞİNİ ÇOCUKLARINA VE GENÇLERE ÖĞRETİYOR

Kars'ta açılan atölyede tar yapımını gençlere öğreten Salih Şahin, aynı zamanda gençlere tar ve saz çalmayı da öğretiyor. Hemen hemen bütün zamanını atölyede tar ve saz yapmakla geçiren Şahin, Tar'ın imalatının günümüzde hiçbir ülkede artık yapılmadığını, Türkiye'de çok az kişinin tarı icra ettiğini söyledi. Şahin, "Bu geleneğin kaybolmaması için babamdan öğrendiğim bilgi ve tecrübelerimi kullanarak bu geleneğin yaşaması için yoğun çaba sar ediyorum. Dünyada Tar'ı imal eden, çalan ve söyleyen tek

kişiyim. Atölyede aşık sazı ve Azeri müziğinde kullanılan kemençe de imal ediyorum. Türkiye'de tarın onarımında sıkıntı yaşanırken Kars'ta orjinal ölçülerine göre dut ağacından oyma olarak tar üretimi yapıyorum. Amacım kaybolmaya yüz tutmuş, unutulmuş ve Azerbaycan müziğinde önemli yeri olan, yöre müziğinde kullanılan tarın yapımını gençlere öğretmek. Aksi takdirde bu meslekte kaybolacaktır" dedi.

Kars'ta açılan atölyede tar, saz ve kemençe yapan Şahin, atölyeye gelen ve bu işe meraklı olan gençlere baba mesleğini öğretiyor. Tar yapımından arta kalan zamanlarda türkü de söyleyen Şahin, özellikle Kars yöresinin türkülerini gençlere aktarıyor.
Haber -GAZETEKARS

 
  Toplam 32854 ziyaretçi burdaydı!  
 
Burhan Görken Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol