GÖLDALI KÖYÜ WEB SİTESİ
  Sahin Kara Sahin
 


    KARS’TA BİR ŞAHİN KARA ŞAHİN VARDI

   Kars’ın değerleri  içinde Göldalı Köyü’nün değerlerini görmek bizi mutlu ettiği gibi tüm köylüleimizide mutlu edecek . Aşağıdaki yazı bu değerlerimizden biri Şahin Kara Şahin’i tüm bilinmeyenleri ile anlatmaktadır.

Temmuz 2014’te Kars’ta Salih Şahin’i   ziyaret ederek  Gazetecilik yaptığı ofisinde  ve saz imalathanesinde  görüştük. Güleryüzlü, alçak gönüllü, hoşsohpet bir kişiliğe sahip. Baba mesleğini ve kazanımlarını korumak adına gazeteciliğin yanısıra müzik alanında bilgi ve birikimi ile UNESCO  tarfından da kayıt altına alınmış yaşayan bir insan hazinesi. Kendisi ile görüşmemizden sonra aşağıdaki yazının yayınlandığı KAI VAKFI dergisini verdi. Bu dergideki bilgiler köylülerimizi tanıtmak gelecek kuşakları bilgilendirmek adına önemli bir bilgi idi. Kendisine buradan ayrıca teşekkürlerimi iletiyorum.

Burhan Görken  8 Ağustos 2014

 

Salih Şahin’in Kars-Ardahan-Iğdır Kalkınma  Vakfı dergisinin (Ocak-Haziran 2014 ) 6. sayısındaki yazısı

 

Kars’ın değerleri  içinde Göldalı Köyü’nün değerlerini görmek bizi mutlu ettiği gibi tüm köylüleimizide mutlu edecek

Burhan Görken

 

Güzelle süsülüdür Kars’ın üzeri

İnşallah kem gözün değmez nazarı

Yerli, Terekeme, Türkmen, Azeri

Canlara canandır Kars güzelleri

                   (Şahin Kara Şahin)

 


 

 

Salih ŞAHİN

Gazeteci-Yazar, Eğitimci, Müzisyen

Kars Oyunları Türküleri ve Ozanları

(KOTODER) Derneği Başkanı 

 

 

 

KARS’TA BİR ŞAHİN KARA ŞAHİN VARDI

 

      Şahin Kara Şahin 1927 yılında Kars’ın Çıldır ilçesine bağlı eski adı İrişti olan Göldalı köyünde dünyaya geldi. Babası Gürcistan Borçalı Bölgesi Bezekli’den gelme Oruçgiller’den Yusuf, anası Şehnaz’dı. 6 erkek kardeşin 4’ncüsü idi. 4 de kız kardeşi vardı.  O yörede varlıklı bir ailenin çocuğu idi. Küçük yaşta sanata karşı ilgisi olduğunu söylerler. Aletlerle tamir, marangoz ve imalat işleri için evin dışında kendine bir yer ayarlamıştı. Gülyüzü köyünden (eski adı Pehreşen) Kadim dayısından zurna çalmasını ve mahalli ezgileri öğrenip  zaman zaman düğünlerde zurna çalardı. Aşıklardan da etkilendi ve kendi yaptığı sazla türkü ve aşık havalarını çıkarmaya başladı.  Onun müzikle uğraşması, tutucu olan ailesi tarafından yadırganıyor, tepki topluyordu.

  Köyde çalışkanlığı, gece de birşeyler yapma isteği dikkat çekerdi. Gençliğinde güreş musabakalarına da katılırdı.  Geniş alanlı ve seri biçimde tırpan çeker, ırgatlara zor anlar yaşatırdı.  Bir yandan da büyük şehre giderek, hayatını sanatsal alanda devam ettirmek istediğini sık sık söylerdi.  Kardeşleri ve babası ise işlerin yoğunluğu nedeniyle buna razı olmadıklarını belirtiyorlardı. Daha sonra askere gitti ve 4 yıllık askerliği sırasında müzik ve mobilyacılık ile başka alanlarda kendini yetiştirmeye fırsat buldu.

    Askerden geldikten sonra köyde, akrabası olan ve Çıldır yöresinde yardımsever ve varlıklı bir aile olan Molla Muhammed’in kızı Kızhanım ile 1951 yılında evlendi. Köy ona dar geliyordu ve başka şehre giderek sanatsal alanda çalışmak istediğini belirterek, babasından ve kardeşlerinden izin istedi. Kimse razı değildi. Şahin kesin kararlı olduğunu belirterek, gitme hazırlığı yapınca, babası Yusuf da sinirlenerek, “Git oğlum, ama ben istemiyorum. Büyük İşler yap, hep başarılı ol, iyi kazan ama sermayen başkalarına mal olsun,” diyerek beddua etti.

 ŞAHİN KARA ŞAHİN KÖYDEN AYRILIYOR

      İlk çocuğu Salih daha 1 yaşında iken o, köyden ayrılıp Ankara’ya gitti. Orada müzik ile ilgilendi, sahnelere çıktı. Daha sonra Ankara Radyosuna giderek Muzaffer Sarısözen yönetimindeki koroda bir süre misafir sanatçı olarak çalıştı. Ulus’ta bir ev kiraladı ve Ankara’ya yerleşmeyi düşündü. Muzaffer Sarısözen’in bilgi ve tecrübesinden yararlandı. Halk müziği konusunda kendisini yetiştirirken, bazı Kars türkülerini ve kendine ait türküleri radyoda çalıp söyledi. Nida Tüfekçi,  Neriman Altındağ Tüfekçi, Nezahat Bayram, Muzaffer Akgün ve Bayram Aracı gibi sanatçılarla özel çalışmalarda bulundu. Ankara’da 3 yıl kadar kaldıktan sonra, bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Karabük’e gitti.  Orada Kayabaşı semtinde saz imalatı ve dershanesi açtı. Demir çelik fabrikasında da işe girdi. Bir yandan fabrikada çalışıyor, bir yandan da müzik çalışmalarını sürdürüyordu. Oradaki halk müziği çalışmaları büyük beğeni kazanmıştı. Zaman zaman da Ankara’ya gidip geliyor, radyo ile irtibatını kesmiyordu. Karabük’te çalışırken bir yandan da ayakkabı üretimini öğrenerek ayakkabı imalatını yaptı ve bir yandan da kuyumculuğa merak saldı. Bir arkadaşı ile anlaşarak ortak bir kuyumcu dükkanı açtı. Almanya’dan getirttiği tekerlek bant teybini bir arkadaşı emanet isteyip almıştı. Bir süre geri verilmeyince sinirlenerek, evden teybi kendi alınca, haneye tecavüzden 1,5 ay hapis yattı. Köyden kardeşi cevat Şahin ile kaynı Muhsin Şahin de Karbük’e gelerek bir süre fabrikada çalıştılar. Bir gün ekip halinde konsere gitmişti. Karabük’e döndüğünde kuyumcu ortağının malzemeleri de yükleyip gizlice kaçtığını gördü. Bu durumlar onun Karabük’den soğumasına neden oldu. Zonguldak, İstanbul ve Ankara arasında müzik ve sanat alanında bir süre mekik dokudu. Zonguldak’ta bir saz evi açtı ve koro çalışmaları yaptı. Zonguldak’ta yaşanan sel felaketinin ardından karar değiştirdi. Daha sonra yeniden Ankara’ya yerleşerek, Ankara Radyosunda çalışmayı amaçladı. Yurttan Sesler Korosunda kadrolu çalışmak üzere 1960 yılında Kars’a ve köye gelerek ailesini Ankara’ya götürmek istedi. O sırada Kars’ta TRT tarfından bir radyoevi kurulmuştu. Yetkililerle temas kurarak, Kars’ta halk müziği korosu kurup yöre müziğini geliştirmek istediğini bildirdi. Bu isteği kabul edilince köydeki ailesini alıp, Kars’a geldi ve İstasyon Mahallesine yerleşti.

KARS RADYOSU İÇİN  KORO KURUP SANATÇILAR YETİŞTİRDİ

Artık Kars’ta ayrı bir mücadele dönemi başlayacaktı. Kars Radyosunun koro çalışması yapılacak yeri yoktu. Bunun için Halk Eğitim Merkezi ile anlaşarak, Halk Eğitim Merkezi Doğudan Sesler Korosu adıyla burada çalışmaya ve eleman yetiştirmeye başladı. Bir taraftan da ailesinin geçimini sağlamak için        Karadağ caddesi üzerinde marangozluk ve mobilyacılık ve saz üretimi üzerine çalışmalara başladı. 5 oğlu vardı. Salih, Burhan, Adnan, Kemal ve Yavuz2u da saz çalma, halk müziği ve mobilya ile saz imalatı konusunda yetiştirdi.

   Bir yandan gençleri ses ve saz konusunda eğitiyor, koroda toplu ses eğitimi veriyor, bir yandan da Kars, Iğdır ve Ardahan yöresinden türküler derliyor. hatalarını gideriyor halk müziği tarzında koroda  yaygınlaştırıyordu. Ayrıca kendisinin çocuk yaşta etkisinde kaldığı ezgilerle aşık havalarını da düzenleyerek koroda elemanlara ezberletiyordu. Türkülerin varsa öykülerini, anlatılmak istenen yorumlarını, türküde geçen sözlerin anlamlarını da vererek, anlamlarına uygun yorumla türkülerin işlenmesini sağlıyordu. O dönemde ses ve saz eğitimi almış eleman ve halk müziği aleti kolay bulunmuyordu. Gençlerin başka yöreden saz ve ritim saz getirtecek maddi imkanı da yoktu. Bu bakımdan sazı atölyede yaparak kendi imkanlarıyla koroyu ayakta tutmaya çalışıyordu. Darbuka, kil topraktan veya ağaçtan derisi de keçi derisinden işlenip yapılıyordu.

Koro ve solo çalışmaları zaman zaman Faik bey caddesi üzerinde, rahmetli Kelbayi Şükrü Erbaki’ye ait İstasyon Otelinde ( daha sonra Çamlıca oteli, Çamlıca Taksi Durağı ve Kırtasiye dükkanı oldu) yapılıyordu.

   Şahin Kara Şahin’in bu çalışmaları destek görmediği gibi bazı cevreler artistik faaliyetler olrak görüp, karşı çıkıyordu. Bir süre sonra koro düzene girdi ve Şahin Kara Şahin yönetiminde Doğudan Sesler Korosu olarak TRT Kars Radyosunda programlar yapılmaya başlandı. O zaman Faikbey caddesi ile Gazi Ahmet Muhtar Paşa caddelerinin kesiştiği köşe yerde yayın yapan radyonun gücü 2 KW idi ve orta dalga üzerinden 250,5 metre üzerinden sesini duyurmaya çalışıyordu. Kars ile ilçelerine (Iğdır, Ardahan, Ağrı dahil)  sesini ancak duyurabiliyordu. Günde 3 defa ara vererek yayın yapıyordu. Sabah saat 07.00 da yayın başlıyor 10.00 da sabah yayını bitiyordu. Saat  12.00-14.00 öğle yayını, saat 16.00-23.00 akşam yayını yapılıyordu. O dönemde sık sık elektrikler kesiliyor ve voltaj gücüde ihtiyacı karşılamıyordu. Bu yüzden radyonun jenaratör dairesinde bulunan iki jenaratör dinlendirilerek devreye sokuluyordu. Günde 3 paket yayın yapan radyonun bakımı ve hazırlanacak bazı özel programlar bu dinlenme sırasında banda alınıyordu. Gerek halk müziği solo programları ve gerekse koronun bantları spikerin anon yaptığı küçük oda da imkansızlıklarla kayda alınıyordu.

   Bir süre sonra radyo bünyesinde koroya  bir çalışma yeri hazırlanarak koro da radyo adına “Kars Radtosu Serhatten Sesler Korosu” adıyla yayın yapmaya başladı. Yayınlanan programlar yörede büyük beğeni topluyordu. Sınavdan geçirilen ve radyoda çalışan saz ve ses sanatçıları sözleşmeli olrak çalışıyordu. Haftanın cumartesi günleri saat 16.00- 18.00 arası 30 dakikalık koro ve solo programı yapılıyordu. Haftada 2 gün de 2 ses sanatçısı 15’er dakikalık seans programı yapıyordu. Zaman zaman da program sayısı ihtiyaca göre artıyor hatta özel günlerde canlı yayınlar yapılıyordu. Bazen Ankara radyosundan  konuk sanatçılar gelip programa katılıyordu. Koro ayrıca düzenlediği konserlerle türküleri ve bölge kültürünü tantarak büyük beğeni kazanıyordu. Birkaç yıl içinde halk müziğinde bir çığır açılmıştı. Şahin KaraŞahin’in yetiştirdiği sanatçılar bahçelerde, konserlerde, kurtuluş günlerinde programlar yapıyor, yöre türkülerini tanıtıyor, komşu illere davet ediliyordu. Koro Şefi Şahin KaraŞahin Kars’taki ilçelerin tanıtımı için ilçeler adına kendi bestelediği türkülere de yer verip, ilçelerin adını ve geleneklerini duyurmaya çalılıyordu. Önce büyük oğlu Salih’i, sonra Burhan’ı da sazcı olarak öğretip radyo korosuna alan Şahin, bir taraftan yöre türkülerini derliyor, düzeltiyor, bir yandan yeni türküler besteliyor, bir yandan da ozanların çaldığı 13 perdeli komasız sazın yerine 24 perdeli sazı aşıklara öğretiyordu. Kağızman’dan getirttiği dut ağacı kütüklerini de işyeri ve evde oyarak, bir yandan da saz üretimini sürdürüyordu. Adeta gece-gündüz çalışıyoırdu.  Sanatsal eğitici çalışmalarını parasız yaptığı gibi, ailesinin gelirini de ihmal ediyor, kazandığını müzik yolunda harcıyordu. Bu durumlar memnuniyet yaratacak yerde, bazı çevrelerin  kıskançlık nedeniyle engellemesine neden oluyordu.

KORONUN DAĞILMASI VE KARS RADYOSUNUN KAPANMASI

     Bir süre sonra maddi sıkıntılar ve imkansızlıklar başladı. Radyo korosundan bazı sanatçılar devlet kurumlarında çalışmak, okumak, askerlik ve başka görevlere atanmak suretiyle Kars’tan ayrıldılar. Kısa Dalga üzerinden 2KW gücüyle yayın yapan Erzurum Radyosu ise güçlendirilerek, uzun dalga 100 KW üzerinden bölge radyosu olrak yayına geçti.  Şahin KaraŞahin’de koroya sahip çıkılmaması, uğradığı maddi kayıp ve ailevi nedenlerle sıkıntıya girmişti. Erzurumlular ise Kars radyosunun kapanması için siyasi baskı oluşturuyordu. Bu nedenle bir süre sonra Kars Radyosu Serhatten Sesler Korosu dağıldı ve Şahin Kara Şahin 2.ci evliliğini yaparak Kars’tan göçüp Gebze’ye yerleşti. Orada Devlet Hastanesi yakınında bir saz evi açarak hayatını devam ettirdi. Burada Ayşe isimli eşinden Çağatay ve Ömer isimli çocukları oldu.

YOKLUĞUNDA KARS TÜRKÜLERİ ÖKSÜZ KALMIŞTI

   1980 yılında sahipsizlik yüzünden  TRT Kars radyosu da kapatılınca, burada doldurulmuş olan koro bantları da bölge radyosu olan Erzurum’a gönderildi. Sağolsunlar buradaki sanatçılar, ellerine hazır gelen türkülerin sözleri üzerine kelime değişiklikleri ve ezgilerde  oynama yaparak türküleri Erzurum’a ve kendilerine  mal ettiler. Şahin Kara Şahin’in morali kendi eserinin ve çalışmalarının başka kişilere ait gösterilmesini duyması nedeniyle iyice bozuldu., bunu yapanlara lanet okuyup müzikten de soğudu. Küskünlüğü yüzünden Gebze’de  bazı radyo ve Tv çekimlerini de kabul etmedi. Saz tamiri ve imalatı yaptı ama eserlerinin başkalarına mal edilmesi ve çalışmalarına sahip çıkılmaması nedeni ile çalıp söyleme  ve beste çalışmalarını askıya da aldı. Yaşadığı olaylar ve umduğunu bulamaması, onun sanatsal ve kültürel amacını bitirmişti ve kısa sürede sağlık sorunları başladı. Böbreğinden rahatsızlandı. Zanan zaman Gebze’de devlet hastanesine giderek diyalize giriyordu. 4 Ekim 2006 günü saat 23.00 da rahatsızlanarak diyalize alındı. Burada kalp krizinden hayatını yitirdi ve Gebze’de defnedildi.

KARS RADYOSUNUN İLK SANATÇILARI

TRT Kars Radyosu Serhattan Sesler Korosu’nda ilk yıllarda hizmet veren saz ve ses sanatçılarının isimleri: 
Koro Şefi Şahin Kara Şahin, Ses sanatçıları: Birsen Öncü, Sebahat Akat, Şengül Aycan(Ermutlu), Nevin Koç, Olcay Kartarı, Ümit Lebali, Sefa Ermutlu, Önder Güldür, Yener Güzel, Yaşar Giderçay, Atilla Üstündağ, Ahmet Demirkan, Yüksel Ermutlu, Muharrem Tarhan, Necati Şahin, Mahmut Polat, Önder Erdağı, Turgut İmren. 
Saz Sanatçıları: Musa Yılmaz, Rasim Yıldırım, Bahtiyar Alpyürür, Yılmaz Metin, Ruhi Ersöz, Engin Kaya, Hacı Turan(flüt), Muhlis Kaya( ney- flüt), Sefa Akdeniz, Kemal Demir (klarnet), Metin Tüzün( darbuka), Hasan Kılıçoğlu(darbuka- nağara)

Yaklaşık 7-8 yıl sonra  (26/07/1968’den sonra )Kars’tan okul, askerlik ve çeşitli nedenlerle bazı sanatçıların korodan ayrılması ile koroya sınavla yeni ses ve saz  sanatçıları katıldı. Bunlar da şöyle: 
Ses sanatçıları: Leman Doğan, Şengül Özmen, Süheyla Aydemir, Saliha Koca, Şükran Uslu, Nuran Coşkun, Beyhan Coşkun, Necati Karayılan, Tekin Özcan, Cengiz Kuşka, Cengiz Özmen, Yaşar Yadigar, Turgay Çapık, Yaşar Özbey, Atilla Ertaş, Eyüp Elma, Kasım Aktaş, Gazi Kaya, Kazim Erdoğan,

Saz sanatçıları: Salih Şahin, Orhan Kıy, Necati Keskinkaya, Burhan Şahin, Osman Akar, Fazıl Gültekin, Halil İbrahim Ataman.

KORO ÇALIŞMALARI İLE 100’DEN FAZLA TÜRKÜ DERLENDİ

 

     Koro çalışmaları bünyesinde 100’ü aşkın türkü ve âşık havası derlendi, hataları düzeltilerek Halk Müziği tarzında yayınlandı. Bunlara örnek verecek olursak; 
Kars’a Giderim Kars’a, Ardahan’dan Gelen Katar, Bayram Paşalı Mor Menekşeli, Kar Yağdı Gül Üşüdü, Arpaçay Maralı, Çıldır’ın Çiçekleri, Ardahan Ovaları Eyil Oy Dağlar, Arpa Ektim Leğene Abutel, Tezharabın Pişiği, Kağızman’a Ismarladım, Gözeller Bezenmiş Toya Gideller, Aşahtan Gelirem Yüküm Eriktir, Bir Semaver Aldım Silenim Yoktur, Kırmızı Gül Demet Demet, Taşa Çaldım Namusumu Arımı, Ceylan, Jandarmanın Alayları Yürüdü, Tren Gelir Baş başa, Uca Dağlar Başında Nar Şirin Olar, Sefil Baykuş, Gölenin Dağları Çamlı Meşeli, Ardahanın Yollarında (Dimme),Sabunu Koydum Leğene, Kemanımın Telleri, Yeleğimi Çalkadım, Çay Gırağı Gezerem Fadimem, Bahçeye İndim de Kuş Bulamadım, Bir Kurşun Atacağım Turnamın Kanadına, Erdavut Ocağında, Bayram Oldu Gelmedi, Bir Taş Attım Çeğile, Arpaçay’ın Kenarı, Asta Yeri Kemer düşer, Çimene Bak Çimene (Ceylan), Varlı’mızın Düzeni, Ayvanın Altından Geçtim, Portakal Dilim Dilim, Ceylan Seni Göreli, Ardahan’da Men işlerem, Süt Yüzü Benek Benek, Değirmen Yan Ağacı, Yar Gidenin Üçü Güzel gibi, 

 








 
  Toplam 32857 ziyaretçi burdaydı!  
 
Burhan Görken Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol